Çamyuva Bölgesi
Cennetten bir köşede, doğa ile baş başa olmaya hazır mısınız? Doğa ile bir bütün halinde, şirin, huzurlu bir ortam arayanların ilk durağı, yemyeşil çam ağaçları ve çam ağaçlarının eşsiz kokusu eşliğinde huzur bulabileceğiniz sakin bir beldedir, Çamyuva.
1980 yılına kadar sevimli ve küçük bir köy iken 1980 yılından sonra tamamı ile köy olmaktan çıkarak popüler tatil beldelerinin başında gelmeye başlamıştır. Köy olmaktan çıkmasına rağmen doğal dokusunu korumayı o kadar güzel başarmıştır ki uğradığınızda hemen etkisi altına girersiniz bu muhteşem beldenin.
Önceki adı “eski köy” olarak geçen Çamyuva, Likya medeniyetinden izler taşımaktadır. Mavinin her tonunu barındıran tertemiz suları, yumuşacık kumlar ile örtülmüş mavi bayraklı plajları, çam ağaçlarından havaya yayılan muhteşem kokular size eşsiz bir tatilin kapılarını aralayacak. Plajlarında güneşlenirken, serin suların keyfine varabilirsiniz.
Çamyuva Gezilecek Yerler
Phaselis Koyu
Çamyuva’ ya sadece 4 km mesafede bulunan muhteşem doğası ile nefis bir manzara sunan Phaselis Koyu denizin sahil şeridine küçük bir armağanı gibi görünüyor. Phaselis Antik Kenti sizi geçmişe doğru bir yolculuğa sürüklerken, etrafında bulunan çam ormanları ile tertemiz havanın keyfine varacaksınız.
Olimpos Antik Kenti
Likya medeniyetinin merkezi olarak bilinen Olimpos Antik Kenti, yolu Çamyuva’ dan veya Kemer' den geçenlerin uğrayacağı ilk yerdir. Antik çağlardan kalma bulgular taşıyan gözde kent, sizi büyülemeden bırakmayacak.
Yanartaş
“Olympos’ un sönmeyen ateşi” olarak adlandırılan bu doğa harikasını anlatmak için hikâyesini anlatmamız gerekiyor. Eğer bu hikâyeyi bilmiyorsanız dinleyin;
Ephyra Kralı Glaukos’ un oğlu Hipponoes bir av partisinde kazayla kardeşi Belleros’ u öldürür ve “Belleros’ u Yiyen” anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Ephyra’ dan sürülen Bellerophontes, Argos kralına sığınır. Kendisine sığınan bu genci öldürerek melekleri üzerine çekmek istemeyen ve bunu kendine yakıştıramayan Argos Kralı onu Likya Kralın' a gönderir. Likya Kralı acınacak haldeki bu genci öldürmek istemez ve onu Olympos dağında yaşayan aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağızdan alevler saçan canavar Chimera ile dövüşmeye gönderir.
Bellerophontes canavara saldırınca, canavar çok sinirlenerek kükrer ve alevden dili her yeri kasıp kavurur. Kanatlı At Pegasos da bütün hünerini gösterir ve sanki görevin dehşetini anlamış gibi gökyüzünde daireler çizerek, ani dalışlar yaparak, Bellerophontes’ in Chimera’ yı öldürebilmesi için elinden geleni yapar. En sonunda Chimera saldırdığında Pegasos havalanır ve öyle bir iniş yaparki Bellerophontes yere inerken mızrağın canavarın vücuduna saplanması ile canavar yedi kat yer dibine gömülür. Fakat Chimera yerin 7 kat altından alevler saçmaya devam etti.
Anadolu’ da binlerce yıldan beri anlatılagelen ve Homeros’ un bize bu şekilde aktardığı efsaneye göre hala yanan alevler, Chimera’ nın yerin yedi kat dibinden fışkıran alevleridir. Bugün o yere gidenler hala bu canavarın kükreyişini alev çıkan yerlerden duyarlar.